8.30.2010

Ali Şir Nevai ağlıyor.

Bazı kavramları karıştırmamalı asla,
Başkadır dinginlik, dingillik bambaşka.
Sabır kar değil, küreyerek delinsin,
Dingin değil fakat, en büyük dingilsin.

Lokum kadar küçük, bir o kadar dandik,
Kolum gibi kalın, sikimsonik sempatik.
Ne sokmaya çalışıyor bu adam kafamıza,
"Tak tak" damgayı basıyor alınlarımıza.

Sakin gibi, değil ama zoru aklımızdan,
Döndürsek bu adamı en büyük zararından,
Müteşekkir olacak mıdır bize acaba,
Yoksa biz mi borçlu çıkacağız saf salağa?

"Dayak cennetten çıkmadır." derler,
En zor zamanda, büyük hata ederler.
Cennet değil parmaklarımızın ucunda,
Ne bize yakın, ne uzak şahdamarımıza.

8.17.2010

Hortum Süleyman'a Övgü



Haklının hep yanında durursun,
Ekmek çalanın amına korsun.
Ne ulvi, yüce bir memursun.
Sen salla hortumu, dünya dursun.

Bir mevzunu hatırlıyorum ta eskiden,
Bir kasa limon çalınmıştı hâlden.
Yakalamıştın bu lavukları,
Vermiştin hortumu belden.

Sırf o mu amına koyayım maharetin?
Aklını aldın ibnenin, travestinin.
Hepsini bodruma indirip, hortumu verdin.
Seni ahlak masası başkanı yapmayanın,
Ben ta amırcığına koyayım.

8.05.2010

Vali


Benim babam vali,
Bana her mevsim şeftali.
Bu şehirden attırırım sizi,
Bozarsanız sinirimi.

Dünyada herkesi döğerim,
Ağzından kan getiririm,
Suya götürür susuz getiririm.
Kitap billah yemin ederim.