12.28.2011

Yaram

Olsam ki bir gün en güçlü,
La Bombonera'da çektirsem üçlü,
Protokolde otursan sen, Localarda...
Dönüp sana YARRAAAM diyeceğim.

Verseler bir gün emrime şirketler amade,
Kapımda dursa Merso, Kadillak Escalade,
Sen Bilgeytsin kıralı olsan da,
Sekreterine YARRAAAM diye mesaj bırakacağım.

Beni etseler kilden su testisi,
Çeşme başında sam yeli esintisi,
Sen padişahın olsan da sol testisi,
Ferman yazdırıp sana YARRAAAM diyeceğim.

İmzalatsalar bana Çorumsporla mukavele,
Yıllık elli bin yüro artı sınırsız muammele,
Sen barçaya tek başına orta saha olsan da,
Kulüpten kovulmak pahasına, sana YARRAAAM diyeceğim.

Çalışıp didinsem, ufak rot-balansçı açsam,
Geceler boyu atölyede sabahlasam,
Sen de olsan bemvenin ülke baş bayii,
Arabalarının üstüne anahtarla YARRAAAM yazacağım.

Velev ki, tüysiklette dünya sonuncusu oldum,
Mahallede rezil oldum, kahvelerden kovuldum,
Sen her sene altın kemer de kazansan,
Ringin kenarından YARRAAAM diye fısıldayacağım.

Verseler sırtıma bir küfe, "hamal ol" deseler,
Akşama kadar pazarda feleğimi sikseler,
Sen olsan da nakliyecilerin başkanı,
Küfeden güllüşah'ı çıkarttırıp sana, YARRAAAM dedirteceğim.

Kalsa bir saatlik ömrüm, bağlasalar cihazlara,
Altımı alsalar, bir kelimelik mecalim olsa,
Bin yıllık ömür adına Allahla sözleşmen olsa da,
Çağırtım seni kartal devlet acile, son nefesimle YARAAM diyeceğim.

Atsalar beni nar-ı cehennemin taa dibine,
Sen yukardan sevineceksin ibine,
Zebaniden 5 dakika müsade isteyip,
Sen tam sırattan geçmişken YARRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAM diyeceğim.

12.24.2011

Dudullu & V8


En son yazdığım, Dudullu dan can kurtarmak isimli eserimden kelli mail kutumda şişme, kabarma yaşandı. Dudullulu arkadaşlar kızmışlar, "sanki adam sikiyoruz" temalı sitem mesajları yollamışlar. Kendilerine özrü borç bilmesem de durumu şu şekilde izah edeyim;
Ehliyetimin ıslaklığını koruduğu günlerdi. Tecrübesizliğin verdiği aşırı özgüvene bir de abimin bu süper kalite on numara tekne kazıntısı kardeşine olan güveni eklenince 2006 4.6 Mustang GT'nin anahtarını cebimde bulmuştum. "Al." demişti, "Git bakalım yap piyasanı."
İlk defa gerçek anlamda bir v8 kullanacaktım. Amerikancıların en büyük sıkıntısı arabanın yatışından haslolan AKÜ problemi ilk dakikadan evrenden aldığım bir mesajdı. Beyaz bir steyşın 307 alelacele akü çektik. Artık festenfüryıs çevirmeye hazırdım. O an bir tomi makinendim, o an bir toni stivırttım. Garajdan çıktım ara sokaktan minibüs yoluna çıkıyordum. Artık tam anlamıyla raikonendim, fernando alonsoydum. Normalde her zaman hoşuma giden 3 numara amerikan filmleri olmamalıydı diyordum. Olmamalıydı da, şu karılar kızlar bu tarihi ana şahitlik edeydi.
Şimdi bir karar vermeliydim, bu -on numara beş yıldız- araba ile nereye gitmeliydim? Caddeye inip bu soğuk kış günü camı sonuna kadar açıp vakko'nun kar dekorlarına bezenmiş vitrinlerinden kızlara yansımamı mı göstermeliydim, yoksa Aksaray'a gidip Gülüm Mehmet'i mi almalıydım? Tabii ki bu on numara beş yıldız performans makinesi ile biraz zaman geçirmeye karar vermiştim. Bağcılara kadar Tem'den gidecek oradan Aksaray'a inecektim. Planlar hazırdı. Sahrayıcedid'den Tem'e çıkmıştım önümde yaklaşık 50 kilometrelik bir parkur vardı. Saniyede 50 metre hız ile 2 3 saniye ilerlerken, aklıma Gülüm Mehmetin evinin bulunduğu dar sokak, mahalle piçleri ve yanımda bulunmayan KGS geldi. (Daha sonra hayatıma girecek olan Şel Klap kartın yüceliğini o günün akşamı farkedecektim.) Saliseler içerisinde siktiredip en yakın sapak olan Dudullu kavşağına girmiştim. Bir süre seyir ettikten sonra. O işbilmezlik ile farkına varamadığım yakıt gerçeği ile karşı karşıya kalmıştım. Gaza basıyordum fakat bir terslik vardı, gaz mandalı sanki uzaylardan uzay beğeniyordu. Arabayı kenara aldım. Şu dakikada bir yakınımı arayıp bana duyulan bu ekstra güveni sarsmamın çok büyük bir hıyarlık olacağının farkındaydım. Kendi başıma halletmem lazımdı. Torpidodaki pratik not setinin kalemi ile telefon numaramı yazıp, camın içine iliştirdim. Olur ya çekerler mekerler ne bileyim. Tam refüjden atlayıp benzin istasyonuna doğru yol alacaktım ki, içimdeki dörtlüleri açık bırakma eğilimi, bırakmama eğilimini yatırıp tokatlamayı başarmıştı. "Biterse bitsin amına koyim aküsü, biterse bitsin, sikeyim arabasını." şeklinde küçük çaplı sinir krizleri geçirerek itina ile refüjden geri atlayıp dörltüleri yaktım. Şimdi olayın ehemmiyetini bir nebze de olsa gelene geçene anlatabilmiştim. Koşmam veya hızlı yürümem gerekmiyordu, adeta ışık hızında siktirolup gitmeliydim. Benzinciye gelmem 12 dakikamı falan almıştı. 30 milyonluk diye atıldığım pompacı bir plaka arayışına girmişti. Acaba hangi araçtan inmiştim? "Dayı" dedim, "Bidona bidona yolda kaldık amınakiym." Bidon tam 19 liralık benzin almıştı içine. Hemen ödedim. Yalnız parayı öderken Pompacının tulumuna tutturulmuş yaka kartında HIFZI yazdığını gördüm. Ama görmezden gelmeliydim. Çünkü şu an HIFZI ismine patlarsam bu sinir gevşekliğiyle yarım saat gülecektim. Elimde bidon, Yakamda atkı, içi polarlı berem ile yokuş aşağı salmıştım. Soğuktan bütün vücudum kendini istifa edecekti neredeyse. O an kafamı kaldırdım ve tabeladaki "Dudullu" yazısını gördüm. O güne kadar siksen bir yada iki kez Dudulluyla münasebetim olmuştu. "Vay" dedim, "daha da gelenin dalağını sikeyim." Bayır avantajı ile 10 dakikaya -on numara beş yıldız- arabamın yanındaydım. Gidişte ve dönüşte "acaba birşey olur mu?" şeklinde kendisi hakkında epey endişelenmiştim. Geldim benzini kana kana içirdim. Artık aramızda özel bir bağ vardı. Onun için bu soğuklarda Dudulluya tırmanmış, uğruna savaş vermiştim. Deponun kapağını kapattım, arabaya oturdum. Şimdi başka bir kader anıydı. Acaba oraya kadar akü şarj etmiş miydi? Ayet-el kürsi, felak, nas, ettehiyyati, kulhüvallahi, elham ve daha milyonlarca ZAMLI sure okudum. Kontağı bastım saliselik bir gecikme ile marşı aldı. Kontrollü bir çıkışla tekrar yol almaya başlamıştım. Hemen dolana dulana içerenköy karfuru buldum. Buradan sonrası tereyağından kıl çekmekti artık. 10 dakika sonra evdeydim. Heyecan ve soğuk sebebiyle küçüğe sıkışmıştım. Otoparka girmemle kendimi klozet başında bulmamın arası hala bir muallaktır. Eğer 5 dakika daha gecikmiş olsaydım ömrümün vadesinin ilk taksidini klozete yatırmış olacaktım. Yalnız yaşadığım stres 1-2 saate kadar anca geçecek gibiydi. İşbilmezlik hasebiyle özgüvenim bir nebze de olsa kırılmıştı. Yeniden şarj etmek adına sıcak bir duş almıştım. Komidinimin üzerinde duran V8'in anahtarına baktım. Bir koşu gidip jöle sürdüm. Güzel, kılas giyindim. Ve en başından beri doğru seçim olan, Allah'ın "BAK KUL ALİM" şeklinde beni dolayladığı Caddeye inmek üzere garaja inmiştim. Artık ne raikonen ne makinendim, Kırmızı Mustang'li ve yakışıklıydım. Sanki 42 yaşındaydım. Tek falsolu davranışım erken gibi, kumandaya çok uzaktan basmak olmuştu. Bu tavrımı gören birisi ilk defa bir v8'e bindiğimi net olarak anlayabilirdi. Ama Aziz Nesin'in her zaman rahatsız olduğum, küplere bindiğim %60 tezi ile içime sular serptim. Adeta bir veteran gibi direksiyona oturdum. Pazar günü olması sebebiyle HOBİ olarak geziyormuş süsü vermiştim kendime. Sanki o güne değin her Pazar, zevk için garajdaki TUTKUM olan Mustang'ime biniyordum. Tabii ki bu tutumum da, önce Caddeden fenerbahçeye dönerkenki devirli kalkışımla, daha sonra da Selamiçeşme'den yukarıya göt attırışımla 15 dakika içerisinde nihayetine ermişti...

Akşam kafamı yastığa koyduğumda, bir gün kız yurdu patlasa, benim başıma hademenin yarağının düşeceği gerçeği ile karşı karşıya olmaktan bahsetmiyorum dahi.


11.28.2011

Dev Hayat Hikayesi: Gel bi' konuşcaz - III

  Tavandaki pencereden ışık vurmuyordu artık. Sadece gökyüzünden seken ışınlar aydınlatıyordu depoyu. Haliyle saat hususunda tahmin yapmak da zorlaşmıştı. Şu an ise hayatımın tahminimce bir kaç saattir yaşadığım bölümünde ilk defa bir somut sorumluluğum vardı. Kafamdaki süper kalite taşlı tişörtün yeni vizyon kazanmış hali. Mimik yaptığım, kulaklarımı oynattığım takdirde 5 dakikada bir düğümü tazelememi gerektiriyordu.
  En son üniversitenin ilk yılında proje ödevi hazırlarken gerçek anlamda "Başım çatlıyor." kalıbını bahane olarak kullanmamıştım. Ama bu sefer söylerken  sadece kalbimin kapakçıkları oynuyordu dudaklarım yerine. O kadar samimi bir sıkkınlık vardı ki üzerimde, bir an için çaresizliğimin dışarıdan görünüşünün, bakanda kesin merhamet uyandıracağına inanırken buldum kendimi. "Ulan.." dedim oturduğum yerden, sağ dizimin sağlam olan yarısında dirseğimin ucu dururken; "Ulan ben bir bok yedim abicim, banko çok büyük bir bok yedim." diye geçirdim içimden. Sağ elimli "eamaan" der gibi bilekten boşluğa doğru salladım. Şu an, ne tür bir bok yediysem, bedelinin bu kadarla sabit olmasını sağlamak zorundaydım.

   Hayatım boyunca dakikalar benim için beşerli gruplar halindeydi. İlk defa organize olarak sürdüreceğim bir işe yelkovan tam beşliğe kafa atmadan başlayacaktım. Gün ışığını iyi kullanmam lazımdı. Şâyet buraya, ölmem için bırakılmış olmayabilirdim. Belki de kışt dediğim tavuğun sahibi kini dinmez, dini bilmez bir dalyaraktı ve tahta kapının arkasındaki yazıhanesinde ayılmamı bekliyordu. Göz ardında bıraktığım her ihtimal etimden giden parça olabilirdi. Ama bu depo gibi yerde bir gece geçirmek fikrinin ne derece parlak olduğunu kestiremiyordum. Etli kemiklisinden çok, üç harflisi beş harflisi gıcıklayacaktı içimi. Düşünmeden hareket edecek kadar gücüm yoktu. Fakat yaptığım bandaj, bir nebze de olsa aklımı çalışabilir kılmıştı...

11.22.2011

Dev Hayat Hikayesi: Gel bi' konuşcaz - II

   Üşümeye başlamıştım. Üstümdeki halı saha konsepti yazlıktı. İhtimallerden birisi olan -kış uykusunda dayak yemiş olmam- otomaktikman rafa kaldırılmıştı. Üşümemin sebebi ise, rutubetli depo ortamından çok kaybettiğim kandı. Bir gram sıvası kalmamış tuğla duvarlara, avcumun içini yaslıyarak zaten buz kesmiş olan ellerimden daha sıcak olduğunu da onayladım. Az önce yattığım yere gittim, dizlerimi kırmadan usulca yere oturdum. Önümdeki yer yer donmuş çimento barındıran toprak zemini dikizledim bir müddet. Az önce aynada dişlerime bakmadığımı farketmiştim. Aslında en korktuğum kısım buydu. Ya dişlerim kırıldıysa? Düşmanımın karşısına bile çıkamayacak şekilde özgüvenimi yitirirdim. Korkarak sol elimin işaret parmağını ağzıma doğru götürdüm. Parmak ucum dudaklarıma destek veren üst ve alt dişlerimle bulumuştu. Tam olup olmadıklarını yokladım. Tamlardı. Köpek dişlerim, azı dişlerim. Onlar da tamdı. Gidene lanet etmekten daha cazip gelmişti o anlık dişlerimin sağlam olması. İçimden, "ulan" dedim, "hangi gerizekalının işiyse". Düşündükçe, kaşlarımı kaldırıyor, mimik yaparken, böyle bir durumda bile kendi sıhhatime en ufak bir jest yapamıyordum. Tişörtümü çıkardım. Arkadaştan geri getirmek üzere, 'dışarısı tişörtü' olarak üzerime geçirdiğim Absolut Joy marka, süper kalite taşlı tişört, şu an kendime dahi yapamadığım bir iyiliğe vesile olacaktı. Bel bölgesindeki teğelli yerinden dişlerimle küçük bir kesik attım. Bu kesikten var gücümle tişörte asıldığımda yaka kısmına kadar, amerikan bezi gibi yırtıldı. Yaka kısmını da çevresinden alarak çıkardım. Giydiğim müddetçe tırnaklarımda yerinden çıkarmaya çalıştığım minik taşlarda bir kayıp bile yoktu. Hepsi yerli yerindeydi. Tişörtü yatay şekilde 5 kez katladım. alnıma yavaşça değdirerek kafamın etrafında dolaştırdım. En uç küçük noktalardan düğümü attım. Artık kafamda, beyaz bir Ali Ece bandı vardı. Tek farkımız, benim 4 ay evvelinde kazıdığım, ve şu an olan saçlarımdı...

11.20.2011

Dev hayat hikayesi: Gel bi' konuşcaz - I

ÖNSÖZ

   Gakkolar, bu maceramı artık paylaşma vakti gelmişti. Yeri gelince, episot episot gerek, çeptır çeptır, gerekse part part sizlerlen paylaşacağım. Okurken kanınız donacak, belki de heyecan kakanız gelecek. Çoluğa çocuğa okutup da, pisipisisini bozmayın. Bilgisayarınızdan yeğenlerinize KRALOYUN açarken, blogumun açık olmadığından emin olun. Yaradan sizinle olsun.

GEL Bİ' KONUŞCAZ - BÖLÜM I

   Gözlerimi açtığımda depo gibi bir yerdeydim. Rahat on senesi vardı kullanılmıyordu. Çatısında güneş ışığından faydalanmak üzere doğu yönüne bakan üçgen pencereler vardı. Pencerelerin yerde oluşturduğu çizgi şeklindeki güneş yansımalarına bakarak saatin 12-1 civarı olduğunu söyleyebilirdim. Yattığım yerden doğrulmak istedim, belimdeki sinir sıkışmasıyla bu girişimimi 5 dakika kadar ertelemek durumunda kaldım. Kafamı kaldırıp etrafı iyice bir süzdüğümde derme çatma fakat hiç bir yerinden ışık sızdırmayacak şekilde sıkı sıkıya kapatılmış tahta bir kapı dikkatimi çekti. Zaten şimdilik gözüne çarpan başka bir çıkış kapısı da yoktu. Tekrar ayağa kalkmak için yeltendim. Becerdim. Ayağa kalkıp üstümün tozunu pasını elimle üstün körü silkeledim. Üzerimde arkadaştan çarptığım parlak taşlı beyaz tişört, altımda daha çok yaz aylarında yatarken giydiğim siyah penye şortum, benim olmayan biri kısa birisi uzun konç ve kırmızı Nike R10'larım vardı. Dizlerimin ikisi de saatler önce kanamayı kesmişti. Yaranın en pelte haliydi toprakla karışan. Ben kapıya doğru yürüdükçe acıyor, acıdıkça uyuşuyordu. Kapıya geldiğimde üzerinde herhangi bir kilit yoktu, kapının arkasından dalga sesleri geldiğini farkettim. Tam kapı koluna hamle yapacaktım ki kapının yanındaki kolonun hizasındaki aynadan tam anlamıyla feleğimin sikilmiş olduğunu gördüm. Kaşlarım patlamış, burnumdan rahat 2 litre kan akmış,yanaklarımsa kan çanağıydı. En çok canımı sıkan durum ise alnıma muhtemelen neşter yardımı ile atılmış birbirine paralel 3 yarık idi. "Kim yaptıysa nefesini sikeyim" diye iç geçirdim. Düşünürken istemsiz olarak kaşlarımı kaldırdığımdan, alnım kırışıyor ve yaralarım açılıyordu. Dayanılamaz bir acıydı. Bu yüzden düşünmeden hareket etmeliydim...

20 Kasım 2011



10.29.2011

Dudulludan aşşağı koşuyorum

Ellerim çatlamış soğuktan,
Bacaklarımı hissetmez olmuşum.
Verdiğim nefesi geri almak istemem,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Kırmızı başlıklı olan, kız değil burada,
Kurdu var, hele kürdü gırla,
Yurdum Toprağım iyi ki burası değil,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Burnumdaki atkıya sümük bulaşmış,
Bereyi alnıma siper eder olmuşum,
Soğuğundan ağzım laçkalaşmış,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Delik deşik asfaltı tepiyorum soluk soluk,
Betim benzim atmış, elimde kırmızı bir bidon,
4.33'den almışım mazotu oluk oluk,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Derde deva derler, refüj kenarından taban,
Bir sağa, bir sola alıyorum bidonu.
Kolu uzun, yeşil, içi kürklü üstümdeki kaban,
Dudulludan aşşağıya koşuyorum.

Sanayi mahallesini geçerce, doğuyor içime umut.
Dörtyoldan sağa mı, sola mı, bidon yana dönüyorum,
Bir kere geldiğim yolu hatırlasam, bin tevbeni yut,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Ayaklarım suyu çekmiş belimi ısırmış soğuk,
Elimde kırmızı bidon, acil durum bildiriyor.
İçim V8, bakışlarımsa donuk,
Dudulludan aşşağı koşuyorum.

Dizlerimin bağı çözük,
Ayaklarım çift çorap,
İçimde iç donu...
Yün atletle aram yok.

Geldim Dudulludan aşşağılara,
Burası da ayrı bir Dudullu...


10.28.2011

Turizm Ateşi

fakirim diyor
ama diyor cesaretim var
buraya geldim

senin ananın ölüsünü sikiyim
amına koyduğumun çocuğu seni
senin emesende şarkı söylediğin kızı götünden sikiyim

ne yediricen lan elin kızına
elin kızı almanyadan kalktı gelecek sana
ne yedireceksin oğlum sen ona
onlar sabahları meyvalı pudink yer
amına koyduğumun fukarası seni
senin gibi lavaş yeşil soğan yer mi
amına koyduğumun camışı
senin gibi sap ot yer mi lan o
hea

amına koydumun pezevengi seni
tezek yakan orospu çocuğu
onlar doğal gaz kullanır lan
kalorifer kullanır onlar ibine
sabahın beşinde kalkıp senin yirmi beş tane kardeşine çorba yapar mı
kızılay aşevi gibi çalışır mı lan
hea

amını eşşeğini siktiğimin oğlu seni
he

mavi leğende yıkanan orospu çocuğu seni
burda duş vardır lan küvet vardır
jakuzi vardır
cakuzi vardır
amına kodumun gün görmemiş medeniyetsiz pezevengi
mavi leğenin içine girip de maşrafayla yıkanır mı bi güğüm suda lan
he
kardeşin de delikten bakıp otuzbir çeksin

beri bak beri beri
beri bak şşşşş kıro
beri bak ananı avradını sikerim
beri bak lannnn
beri bak
beri bak

o kıza sen ne yediricen lan
he
ne yediricen lan
ne yediricen
amına koyduğumun evladı
sen elin kızına ne yediricen
[önündeki cam tabağa vurup]
ananı sikiyim cam kırıldı
ne yediricen lan sen elin kızına
orospu çocuğu
camı kırdım ananı avradını sikerim senin
ne yediricen

farzedelim elin kızı
senin kuru fasulyeni yer de ossurur mu lan o kız
o kızın götü doğal gaz gibi kokuyo lan
amına koyduğumun pezevengi
he

senin ben kalbini ciğerini sikerim lan
hea

amına koyduğumun fukarası
bak amına kodumun çocuğu
şu anki zararın bana 120 öyro
120 öyro
80 karat kıristal
bu ne bu
çekirdek tabaa
amına koyduğumun oğlu
120 öyro zarar verdin bana
kıristal tabak setim gitti

ananın avradına
şu iki tane kumandayı vuriyim moruk
bak
kumandalarla anana hükmediyim
ananın rengini çevirip saçıyim kısıyim
amına koydumun evladı
dinsiz orospu çocuğu

moruk al şunu da şu
dur dur
şu camları temizliyim moruk ya
valla





CAMFROG SÖNMEZ

10.23.2011

Şekil Hits Vol.6

Son günlerde yaşanan felaketlerden sonra, Allahın Türk halkı olarak belamızı verdiğine kanaat getirdim.
Yani ayan-beyan açık, gün gibi. Türk halkı olarak enayiliklere doymayışımızın bir faturası olmalıydı. Ha ağır oldu, üzücü oldu. Teröre sövdünüz, "Murat Karayılan yakalanmış bırakılmış." dedinız. "Orsbuçoccu Kaddafi."
dediniz. Amma ve lakin, bunları söylerken dahi AM peşinde koştunuz. Retvit etse manitalar da muhabbet doğsa dediniz. Dediniz işte orospu çocukları. Siz teröre siyah kurdelelerle NALET ettikçe, 9. köyden kovulan yine biz olduk. Sanki sikimizde değilmiş de, takılıyormuşuz gibi oldu. Duyarsız olduk. Neden? Çünkü 2 gün sonra yapılacak sikişin muhasebesi ile yas tutulmaz dedik, kapatacaksın basına, siklemeyeceksin bir müddet. Yankı uyandırmayacaksın ki, bu mevzu kapanacak dedik. 
     Evet amına koduğumun tez canlıları. Yine siz haklısınız, kıyakçıyı gören danalar gibi, her sik savrulmasında galeyana gelen 5 dakikalık çözümlerle zihinsel mastürbasyon yapan siz haklısınız. Konuşmakla olmayacağını bildiğiniz halde duymaya zerre tahammül edemediğiniz için ben, haksızım. Aferin. 7 kuşağında 77 asker bulunan ben üzülmüyorum şehitlere, babası kerhaneci, annesi temizlikçi 2 tane kırma orosbu çocuğu çok ağlıyor, tivitlen, hastaglan ağıt yakıyor. Bu yüzden ben haksızım. Mustafa Kemal Atatürk ile Kanuni Sultan Süleyman'ı bile aynı anda sevemeyen, saygı duyamayan. İlla ki, birisinin DANDİK ADAM olduğunu savunmayı ilke edinmiş iki tane orosbu çocuğu haklı, Teomandan, Alp Arslan'a, Ahmet Sencer'den Genç Osman'a, Sarı Selim'den Atatürk'e kadar her Türk büyüğünün aynı derin saygıyı hakettiğine inanan ben haksızım. Euro 2008 çeyrek finalinden, Euro 2008 çeyrek finaline, sırtına bayrak bağlayan zibidiler haklı, her gün duvarımdaki bayrağa kendimi borçlu hisseden ben haksızım. Evet.

     Şimdi size Barbour giymeyin, George hogg çekmeyin demiyorum. Ama bunları yapıyorsanız, neleri söylemeye, nelerden yakınmaya hakkınızın olup olmadığını bilin. Haddinizi bilin. Askere gitmeden, vergi mükellefi olmadan, uluslararası bir başarıya sahip olmadan kimsenin sikinde değilsiniz. Ölseniz, Ekonomi bakanlığı kişibaşına düşen milli gelir 0,000005 cent arttı diye sevinir. Anlatabiliyor muyum?

     Son olarak başlığa bağlayayım. Şu an size normal şartlarda bir 5 katı da sövüş dayamam lazım ya. Neyse.
Fikret Kızılok konuşsun. "Bacınız önde ben arkada." desin benim yerime.



10.19.2011

Toptur.

1.65'ten kısa olan,
Küpe takan,
TOP sakal bırakan,
İpek gibi tiril tiril tişört giyen,
Kaşlarının çevresini düzelten,
Sokakta çilek yiyen,
Freebag takan,
Göğsünün kılını alan,
Dişini günde 2den fazla fırçalayan,
Her gün keselenen,
Fular takan,
Atkıyı şal hesabı bağlayan,
Saçını uzatan,
KOLSUZ giyen,
Futbol sevmeyen,
Milli maçlara yüzünü boyayıp giden,
Birayı bardağa koyup içen,
Çıplak tene süveter giymeyen,
Naturel ense yaptırmayan,
Amerikan traşı olmayan,
Favorileri aldırmayan,
Djarum Black içen,
Miller tercih eden,
Taksiye binen,
Üst-baş almak adına 2 den fazla mağazaya giren,
Bileğine İB bağlayan,
Takım elbisenin altına konvers giyen,
Kokoreç sevmeyen,
İşkembeden tiksinen,
Tuzlamayı bilmeyen,
Ortamdan ortama, Allahını inkâr eden,
Hayko Cepkin dinleyen,
Kız kankası olan,
Çizgi film izleyen, (ulan bari izlemiyorum falan de amk)
Ekoseli şort giyen,
Şehir içinde terlikle gezen,
Slip don giyen,
Kedi seven,
Fuara giden,
Ehliyeti olmayan,
Borç almayan,
Borç vermeyen,
Emmeye gelmeyen,
Gömmeye çıkmayan,
Kavgasında tek kişilik plan yapmayan,
Hıdrellezde ateş üstünden atlayan,
Kurban bayramına karşı olan,
Kostüm partisine katılan,
Sağ şeritte ticari arkasında bekleyen,
Sinyal vererek şerit değiştiren,
Bayır aşşağı peygamber vitesi yapmayan,
Yazın havuza giren,
Denize balıklama atlayan,
Kahvede maçı formayla izleyen,
Hiç deplasmana gitmeyen,
Eli kolu fazla elastik olan,
Hesap geldi mi kaybolan,
Sanayi sitesine işi düşmemiş,
İkametgah almamış,
Fatura yatırmamış,
146dan internete bağlanmamış,
Kızı pastaneye götürmemiş,
Bütün erkekler...






TOPTUR.

9.28.2011

Şekil Hits Vol.5

   Ulan doğru söyleyin, bu yaz da 2004 senesinde olduğu gibi Don Omar - Dale don Dale ile plajda figür ko'mayanı dövdüğünüz gibi, DANZO KUDURO'da takla atmayanları siktiniz mi? Allah ümmet seven doğru söylesin. Tamam, bir anlık libido vurur, ne bileyim suda kalkar. Ama bu adamlara sapladınız mı? Ulan ne şarkıymış, ne adammışsın DON ÖMER, bir "oy yoy yoy" çekiyorsun, trafoya işeyip elektriği skinden alanlar gibi millet zıvır zıvır zıvırdanıyor.


   5-6 yıl sonra yine bir singıl çıkarır da garip gurebanın omurgasıylan oynarsan, fakire fukaraya havada takla, mum duruşu parande attıracak olursan, yemin olsun ki müstehakını sikerim. Yeter lan sana.

9.23.2011

Yaz literatürcü, konuşuyorum;

"Açık bitir askerliğin kısalsın. Sen benim sikimden düşen damla olamazsın."

Bir gün gelecek gücümü herkes görecek.

Bu bir sanal alem, yutup diye bir site. Lütfen haddinizi bilin arkadaşlar, haddinizi bilmiyorsanız ananızı avradınızı ben sikiym. Tamam mı? Ananızı avradınızı gelmişinizi geçmişinizi sikiyim, orospu çocuğu piçleri lan, haa? Amına koduğum üç kuruşluk adamsınız lan siz, haa? Yorum yazmayı bilmeyen orospu çocukları lan, haa? Hepinizin anasını sikiyim lan, hepinizin avradını sikiyim lan, hepinizin kız bacısını sikiyim lan, amına koduğumun evlatları, lan kim bana karşı geliyorsa var ya anasını avradını sikiyim lan, haa? kim beni sevmiyorsa anasını avradını sikiyim lan, sülalesini sikiyim lan, haa? Gıcık kapan kim varsa anasını avradını sikiyim lan, amına koduğumun orospu çocukları kendinizi ne zannediyorsunuz lan, haa? amına koduğumun evlatları, haa? burda karşınızda Ali var lan Ali var! başka kimse var mı? haa? Amına koduğumun evlatları, bir gün gelecek gücümü herkes görecek. Amına soktuğumun piçleri... Amına koduğumun götleri... Konuşmayı bilmeyen orosbu çocukları...Kendi kendine yorum yazan orosbu çocukları. Bir gün gücümü göreceksiniz lan, hepiniz gücümü göreceksiniz, "Vaaay" diyeceksiniz "Vaaay, Ali büyük adammış, biz kıymetini bilemedik onun." Amına koduğumun piçleri sizi.


Bir de burnundan alev çıkarabilsen aynı ben olacaksın amk kekesi.

9.14.2011

Hayata Dair Öğütlemeler

Gel gelelim dokanmaya, değdirmeye,
Şiğirli bazen, düz yazıyla dillemeye.

Bu sefer hem şiğirli, hem işe yaramalı,
Ahmet Selçuk hıyarı, açıp da feyz almalı.

Bu seferlik sitemim ne Allah'a, ne kuluna,
Sitem de değil gerçi, bir öğüt hayat yoluna.

Dünya denen çetrefilin kendisi, top düzen,
"Aga dur dinleniyoz" diye yan yatıp düz yüzen.

Şalter der kimisi, bazısı "şartel" der Kartel gibi,
Sanki bir numara kendisi, arsız pezevenk ibnesi.

Şalter diyen hâk der, düşmez asla yanlışa,
Şartel diyenin zaten girsin götüne yüzbinlik araba.

Velhasıl-ı kelam emiceler gelelim şimdi konumuza,
Öfke dediğin armut gibi sapı dalda götü balkonda.

Yapacağım bir kıssadan hisse şekli öfkelenmemek adına,
Ben de sonradan vakıf oldum, doyamadım sûkunetin tadına.

Tıp okuyan bilir, öfkenin başı bir toz kadar nörondur.
Sıkmadın mı yumruğunu, Romayı yakan puşt Neron'dur.

Sorun Neron ibnesini İtalyan halkına, severler mi acaba,
Çoğu kötü konuşacak, belki ters dönecek mezarında.

Bir anlık sinirle attı tahtı, kalktı çaktı kibriti.
Ulan götün tohumu, iyi mi oldu am biti?

Halbuki Romalılar olsa müslüman, getirse şahadet,
Bir babaeren olurdu sarayda, öğüdüyle verirdi saadet.

Ettehiyyatide şaşırıp yine kızardı belki Neron fakat,
Allah korkusuna garip gureba yakmayı yemezdi makat.

Her ne sikim ise, verdi dizeli bastı çakmağı bu gavat,
Böyle olacağına, al bir cariye bas götüne kıvır at.

Amkdum tipsizi, en fazla sarayın kapısını yumrukla,
"Çıktı menteşe" diye, çağır usta, gelsin çırağı tartakla.

Suçlu sen değilsin tabi Neron, seçip de o saraya çıkaran,
Hele o anan var ya o anan, çıbanın başı onun amına koyan.

Git sarayda karılara bak, bal börek ye, ne bileyim at bin,
Aman olur mu, kim bilir kime artistlik yapmaya silkindin.

Ulan senin gibilerin var ya, götünün eşiğinde odun ateşi yakmak lazım orrrrrrrrrrospu çocuğu ya, atasını kitabını siktiğim ibnesi. TOP. 

Orospunun ortanca oğlu, yavuşakların bayrak taşıyanı, ulan günah değil mi o fakir insanlara, zaten orospu anan da, ekmek bulamazlarsa pasta yesinler bilmem ne. Kimsiniz olm siz? Çetemisiniz lan?
Kalk mezarından, ananın amına temel atıp yanındaki müştemilatta götünü delmeye geliyorum.

Sıfatını sikiym ya.

9.07.2011

Karıyı siken paradır, yarrak aracı kurumdur.

Yaz denen kimin eli kimin götündeliğin de sonuna gelirken, yine bir yoklama çekeyim dedim. Bayramın da sona ermesiyle, iyice tatil modundan çıkıldı, işler güçler ufak ufak dokanmaya başladı. Tabi bu yıl da her sene olduğu gibi "seneye banko sikiş" manifestolarıyla, anne baba, musaf eppek üzerine yeminler koparılarak evlere dönüldü. Hatalar tespit edildi, eksikler bir dahaki sezon tamamlanmak üzere tespit edildi. (vücut yapmak 1. sırada tabi amk, hatta o kadar birinci sırada ki, birincilikten görükmüyor, unutulakalıyor.) Son yıllardaki genç teknik adam örnekleri Villa-Boas ile pekişirken, her genç yine süper teknik muhasebeler yaptı. Analizler, incelemeler, değerlendirmeler gırla. Ama ne olduysa oldu bu yaz da çoğu arkadaşa (dünya genelinde) sezon sonunda Z raporunu almak nasip olmadı.
Şu acı gerçekten bahsedeyim ki; BİM'e özel ürün tüketen arkadaşlar asla yaz sikişi yapamıyor. Bakın, Bim'e özel ürün diyorum, yoksa bim'den danette manette alanlara lafım yok. Ama bim'den Dost yoğurt yiyeyim, A101'den Bi Limonata içeyim, götümü de Dia tuvalet kağıdına silerim diyene bu dünyada sikiş olmadığı bir gerçek. Hem bu kadar ucuza yaşa, hem de Let's'le malı götür. İstatistikler, oranlar, bir allah kulu okey vermiyor günümüzde bu tarz bir hasliyete.

Sonuç olarak, çözüm üretecek değiliz herşeye. Anasını sikeyim Alen Delon muyum, Üzeyir garih miyim burdan size fikir vereyim, laz karısı mıyım fitleyeyim? Zaten akıl verecek durumumuz da yok estağfirullah. Bahtı açık olanın yar sarar yarasını, bahtı kara olanın felek siker anasını, okkadar.
Not: "Allaha şükür alakam olmaz, bir kere arkadaşlar şaka olsun diye yanlışlıkla Le Cola içirmişlerdi bana." tutumu da sergilenmesin.

8.01.2011

Adamsın Yalı

Sevgilim aradı
Buluşalım dedi,
Canım cicim aşkım,
Bana gönül koyma,
Gözgöz'ün maçı var.

Bir gün haber geldi,
Dayım vefat etti.
Allah rahmet eylesin dayıcım,
Gözgöz'ün maçı var.

Günlerden Pazardı,
Patron "çok iş var" dedi.
Hasiktir ordan ibne patron,
Gözgöz'ün maçı var.

*Fenerlilerinde şahane arağı mevcut. Aldanmayın ibinelere.

**Edit amkduğum edit: Fenerbahçe tribünlerinin 90'larda bu tezahüratı yapması bunu fenerbahçenin ofişıl marşı mı yapar yarım çay kaşığı akıllı ibineler? Yutup taraftarları sizi amk.

7.31.2011

Diyanetten Yazı Var.


Bu Ramazanda da sigara hakkında fikir alışverişi yapanların,
Götünü başını daha harlı savurup Lâik ayağı yapanların,
Cami önlerinde dinsiz gibi su satanların,
Amlarından aşşağıya İNTİHAR edeyim.

Oruç tutan, siki tutmaz.

7.06.2011

İnsan Sevme Hikayesi


Şiğirsiz dokunuşlarıma yine devam ediyorum. Aslında ilk başta full şiir dayıyordum ama bilindiği üzere şiğirle anlaşılmak zor. Şiğir yazmak da başlı başına bir ego tatmini zaten anasını sikeyim. Ne demek yani; "amk evladı bak, sen benim kadar kelime bilmiyorsun, benim gibi sıraya koyamıyorsun, konuştuğun dilin madrabazlığını ben yapıyorum." Tam olarak bu. Okuyan şağir arkadaşlar varsa, (Bedri Rahmiciğim seni tenzih ederim, çatal karam) darılmaca gücenmece olmasın. Ulan ben bile, "Kuzgunlu Market açılışı" temalı şiğirimi ilginç hale getirmek üzere, "-den beri" yerine "mütevellit"i kullanıyorum. Gerçi, hoş "-den beri" desem okumayacak, retyimi düşürecek budaklama varsa yol verdim gitti.
Ayrıca bilen de bilir, zerre kadar giriş-gelişme-sonuç trafiğine takılmam. Geleyim hemen kapak konusuna.

İnsan sevme hikayesi dediğimden, "değmeli, sarılmalı, dokunmalı" sevme hikayesi anlatacağım çıkarımını yapan varsa Facebookta hemen Zeki Demirkubuz fan'ı olsun, onu takip etsin, benim sayfamda şişme yapmasın.
İnsan sevmek dediğim, dertli gibi manita mevzusuna vuracağım dem, dostun kazığına oturmaktan dolayı allahına isyan değil. İnsan sevmek durumunun hikaye oluşu. Günümüzde Deniz Feneri gibi garip gurebadan nemalanan bir topluluk varken kimse "Ben Mustafa'nın hastasıyım, Ziya'ya deliriyorum." gibi lololo yapmasın. Yalan, dümen. Nedir bu Deniz Feneri denen yavuşaklığın esası? Evsizi evlendirmek, köysüzü köylendirmek, tel dolapsızı, buzdolaplanıdrmak değil mi? He, evet. Peki bir program daha yapılıyor Deniz Feneri'nin peşine, onu da sabahları izliyoruz. Reyaliti şov sikliği deniyor ona da. Deniz Fenerinden parayı bulan, mala vuran IQ'su ayakkabı numarasını geçmeyen hırtlambalar, adeta sevgi sellerinde kolluksuz kalan bu yarağamlar, mutluluktan tembel oluyor, götü yağda siki balda karısını döğme döğüyor. Ne oldu? Sevgi, kendisine bir reklam cingılı bile hazırlatmaktan aciz Fılaş Tv'ye, aranan kanı halen Latif Doğan zanneden Kanal 7'ye yaradı. Velhasıl-ı kelam, sevgi tembelleştirir, mutsuzlaştırır diyebiliriz.

Bağlayayım inceden, insan sevmek denen dalgametre sadece manital mevzularda
olabiliyor. Bunun dışında sürekli amansız bir yarış var. Bir kişi sizden bir tık üstte
olsa, vay babam diye dünyaları bitiriyorsunuz çoğu zaman. Şimdi kimse bana
"o seninlen alakalı." manevrasıyla hafsalamın es virajında patinaj koymasın.
Hepimizlen alakalı. Ulan bir kere akıl var mantık var; bir dışarı çıkacaz, ne bileyim
kızla bulşulacak, hemen klas gibi ütülü pantollar, gömlekler. (insanın tarz tikiliğine
göre kıstas değişebilir.) Değil mi? Gayet tabii öyle. Madem insan seviyordun,
madem kız da seni insan diye seviyordu, buradan iki tip sonuç çıkar;

Genel olarak insan sevme safsatası:
Yahu agam be, madem çok seviyordun insanları, giymeyeydin pantolları,
gömlekleri. Çekeydin en rahat tumanını sigara koka koka gitseydin karının yanına?
Ne oldu? Kendi çıtanı yükseltebildiğin kadar yükseltmeye baktın. Ne kadar fazla
adamı ekarte edersen o kadar karda bildin kendini. Resmen onca sapın senin kızın
üzerinde kurabileceği etki alanını daralttın onlara, günah ettin, üzdün, belki de
ağlattın garipleri. Şike yaptın.
Bir insanı insan olduğu için sevme sikkoluğu:
Bu da örnekte kızın durumudur ki, dünyanın en büyük yalanıdır. Bu dallamayı,
seni yukarda hissettirdiği, yanına yakıştığı bilgi tecrübe bakımından ezebildiği için
tutmak istiyorsun. Çünkü senin açığını rahatlıkla bulabilecek en yakın lavuğu
am faktörünü araya sokarak etkisiz hale getiriyorsun. Burada sen de şike
yapıyorsun bacıto. Kendin olarak atamadığın çalımı, ver-kaç mantığıyla yanındaki
lavuk sayesinde atıyorsun. Buradan da çok rahat, insanın sikmeyeceği eşşeğin
önüne ot koymayacağı gerçeğini görüyoruz.

Yukarıda maddelediğim örnekleri, kızı lavuğun yerine, lavuğu da kızın yerine
koyarak da değiştirebilirsiniz agalar.

Hal böyle iken, herkes herkesi sevse, kimse kimseye kademe koymaz. Sevgi denen
ibinelik, tutup kolundan "samimiyet"i yanında getirmiyorsa, yağla, sıvazla gönder.
İnsan sevdiğinin iyiliğini ister. Öyle sikim gibi triplere girmez. Çıkarır yol parasını
ayırır, gerisini verir sevdiğine. Sevgi ayakları, ağır ayaklar desem yanlış olmam.

Son olarak şunu söyleyeyim; insan sevmek genel bir durum olsa, herkes birbirine
peşkeş çekse, kimse kimseye çalım atmasa, dövmese, parasını çalmasa, anasına
avradına sövmese. Bir allahın kulu, kalkıp da "Ay Armani giyeyim, van milyın
sıkayım, bemve'ye bineyim." demez. Nasılsa seviyorsun insan denen mevzuyu
sal gitsin anasını satayım, altına sıç, donuna işe, üçe aldığını üçe satacak
matematiğin olsun, iğneden iplik geçirecek kadar kafan çalışsın, gerisini koy git.

Allahın dağında erik mi bitti amına atlayayım?


6.11.2011

Söz verdiğim gibi



"Şimdi işin müziksel kısmına dönecek olursak, bu blogu sürekli takip eden 3 pezevenkten, bir pezevenk bir önceki Şekil Hits'ime binaen, "embed yapmayı bilmiyorsun sanıyorduk aga, ama şamar niteliğinde embedinle donduk kaldık, özür dilemeyi borç bildik." gibisinden mail atmış. Göt olmanın da bir erdem olduğunun farkında olması nedeniyle kendisine hisse verdim blogdan. İstediği zaman yazsın çizsin diye. Fakat yazar mı çizer mi bilemem."

Şekil Hits vol.4'te bahsettiğim gibi Durmuş Ali isimli kardeşimizin bir şiirini yayınlıyorum.


[durmus ali]

Senı sewıorum...

senı sewdıgımı dagLara tasLara solıorum...!
kendımı kımseLere anLatamıorm.....
kpk gbı sewıorum senı.....
essekLere warır gıbı.....
ekmegın arasına tus koyub yer gıbı......
usuLca kuLagından safak alıp,,
tertıpLerLe wedaLasır gıbı......
ufak bır cocugun seker hezeyanı gıbı.....
senııı sewıoruuuuuuuuummmmmmm kahbeeeeeeeee.........!!!!!!
geLLL, wakıt gec oLmadn....

[/durmus ali]

Ben sözümü tuttum.



6.01.2011

Yarın Kopacaksa

Deseler size, yarın kıyamet kopacak,
Alayınızın, silsilesi kararsız kalacak,
Eyüp Sultan'ı ziyaret edeceğiniz belki,
Diyeceksiniz, Evim de mi yıkılacak?

Varsaydınız ki, yarın dünya patlayacak,
Hangi dalyarak amdan ama atlayacak,
Nenenizin kabrine gideceğiniz belki,
Diyeceksiniz, Nenem buradan mı kalkacak?

Oldu da, yarın dünya bin derece olacak,
Pırpır'ı 3'de çalıştırsan da fayda sağlamayacak.
GÜRLER Kasap'a gideceğiniz belki,
Amına atliym evler binalar erimiş, kasap buzhanesi mi kalacak?

Gel gelelim yarın dünya eksi bin derece olacak,
Kanyak kunyak, bir sike yaramayacak,
Binayı yalıtalım dayoğlu diyeceğiniz belki,
Kapıcı Şener donmuş, kazanı kim harlayacak?

Deseler ki bana çok sağlam tüyo var,
Yarın "son gün" dünya patlayacak,
"Sivil mi geliyoruz?" diyen de olacak,
Hepiniz patlamaya üst basacak...

İşte ben o gün 0'dan 2, kıyamet kopacak diyeceğim,
Sigaramı yakıp, akabinde Sultan Ahmet'e gideceğim...

(GÜRLER KASAP'tan şponsorluk aldığım doğrudur.)





5.29.2011

Üç evladım var benim.

Bir baba olmak ne demek,
Portakala olmak katalizör...

Bir baba olmak ne demek,
Çıkartıp 100 lira verebilmek,
Evladına "mektep" yolu üzere...

Baba olmak derler ya,
Hani anneliğin 9'da 1'idir.
Ananı yıkarsın tek lafınla,
Baban serttir, diridir.

Baba olmak demek,
Hayırsızlık görmek,
Vefa nedir bilememek,
Sırtında bir küfe,
Asra yakın altında ezilmek...

Yakarışım Yaradan'a,
İsyan sanılmasın asla.
Gel gelelim mevzuya;
Üç evladım var benim,
Barış, Ayhan, Mustafa...

Değil sitemim anasına,
Çeker erkek dayısına,
Versem, başına ev, götüne araba,
Üç evladım var benim,
Barış, Ayhan, Mustafa...

Bir çuval tutuştursam ellerine,
İçi dolu olsun incir,
Bağlasam bileklerine bellerine,
Sağlam olsun diye zincir,
Takmaz sikine üçüde,
Üç evladım var benim,
Barış, Ayhan, Mustafa...

Ölsem bana bir hal olsa,
Bağı bahçeyi bağışlarım vakfa,
Dipdiri idim, çöktüm şimdi rüku'a,
Üç evladım var benim,
Barış, Ayhan, Mustafa...

Üç evladım var benim,
Barış, Ayhan, Mustafa...
Üçü de birbirinden keriz,
Biri diğerinden dallama...




5.03.2011

Şekil Hits Vol.4

Müziksel hususta yine kankalarıma müthiş bir kıyak geçecem. Siz bu blogu okuyan seçilmiş kişiler olarak en büyük zevkleri tadacak, girizgâhlardan girizgâh beğenecek. He zaten şunun şurasında 46 kişisiniz, 23 tanesi nezaketen iade-i takip yapsa, 20 tanesi eş dost olsa, 3 kişi kalıyor geriye. Onlar da okumasın amına koyayım. Allahtan blogspot'un hazır kalıbıylan manevra yapıyor, siktimini şeyinin tohumuna para vermiyorum. Yoksa 3 pezevenge ışık tutmak, kılavuzluk etmek üzere ölü bir yatırım yapmam. Neyse, bu sıralar yazdıklarıma TAG eklemeye başladım, "ibne fener", "ali memati", "ömer baba niye yalandan ney çalıyor", "en yeni winamp" şeklinde aratan arkadaşlar da faydalanabilecek. Reklam konusunda fikirler geliyor bazen, "aga grup açak, feyse koyak" diye. "Aman kardeşim kalsın." diyorum. Bırak allahaşkına, Erenköy'ün göbeğinden, internet ünlüsü mü olayım, Net Mahir mi olayım, mayonez mi seveyim?
Ko' götüne, reklamın iyisi kötüsü olmaz şeklinde bir düşünce var genelde. Şu şekilde cevap vereyim. Nasıl olmaz? Olum Hanri rahatsız mısın? E çıkın camdan "Ben orospuyum" diye bağırın. Reklam işte, Necla ablaya, Hamiyet anneye afiş oldun. Orospu oldun, şâyet -reklam- olamadın.

Şimdi işin müziksel kısmına dönecek olursak, bu blogu sürekli takip eden 3 pezevenkten, bir pezevenk bir önceki Şekil Hits'ime binaen, "embed yapmayı bilmiyorsun sanıyorduk aga, ama şamar niteliğinde embedinle donduk kaldık, özür dilemeyi borç bildik." gibisinden mail atmış. Göt olmanın da bir erdem olduğunun farkında olması nedeniyle kendisine hisse verdim blogdan. İstediği zaman yazsın çizsin diye. Fakat yazar mı çizer mi bilemem.

Girizgahlar demiştim, bakın hala esas mevzuya girmedim. Verdim aragazı, verdim aragazı, "Geldiniz aragaza, Fener'e kor Zaragoza" diyerek konuyu bağlıyorum. Bu sefer de size her zaman söylediğim gibi, oyun(nfs, pes vs...) ve film (döğüş, patırtı gürültü vs...) soundtracklerinden ekmekleniyoruz. Justice de benim NFS Undercover'da e46'lara kıç attırırken GENESIS parçasıylan keşfettiğim bir grup. Bu paylaşacağım klip de, geçen paylaştığım kliplen aynı yönetmen (prodüktör, senarist, ışıkçı, çaycı vs...) galiba, sürekli bir kavga dövüş hengâme çevirmiş. Kendisini medeni cesaretinden, tuttuğunu götüren bir arkadaş olmasından dolayı kutluyorum. Gerçi şu çevirdiğin klipler asâb bozmaktan başka ne sike yarıyor bilinmez ama ben bunu gerek saldırgan tavırlar, gerekse klipte kullanılan HAÇLI ceketler sebebiyle bir meydan okuma olarak üzerime alınıyorum.
Birazdan izleyeceğiniz klipteki kaosçu, mal düşmanı, vatan haini, dtp'li ibneleri, 2şerli gruplara ayrılmak suretiyle (ki en sona 1 kişi kalıyor, ona da ayağımın tozunu enfiye ederim.) Emanetsiz, kemersiz kavgaya davet ediyorum. Gerçekten adam değilsiniz, orospunun evlatlıktan reddettikleri sizi.



***3 pezevenkler olarak bahsettiğim arkadaşlar, tabii ki de mecaz anlamda pezevenksiniz siz. Sevgi pezevengisiniz. Pezevengin kralı ha bu vidyodaki pezevenkler.

4.27.2011

Vay Beni Beni

Gün günü kovalar,
Kedi fareylen oynar,
Kafamda kazan kaynar,
Vay beni beni,
Vay sikeyim dünya dibini...
Dibin de dip yani,
Bitki biter, ot yeşerir,
Bazısı sporlan sikişir.
Olur koskocaman ağaç,
Dallanır budaklanır.
Yok mudur bir tanesine,
Alabildiğine sırt dayanır?
Vay beni beni,
Vay sikeyim dünya dibini...
Al birini vur ötekine,
Kestane, Gürgen, Palamut.
Atlayayım Palamuduna Meşesine,
Sokayım, evrenin rotsuz, balanssız dengesine.
23 derece eğik olmasan sen Dünya,
Eğip, dombaltıp sikeyim seni.

Vay beni beni,
Vay sikeyim Dünya senin çukur dibini...

4.22.2011

Şekil Hits Vol.3

Bildiğiniz gibi 6-7 ay önce son Şekil Hits'imi yayınlamıştım. Şâyet gördüğüm kadarıyla, blog dendiği zaman bir iki duygusal gibi değil gibi söz karalayıp (çoğu zaman Sexpir'den, Göte'den alıntı vermeksizin) ardından müzikli vidyo paylaşma anlayışı hâkim. Blogspot'un databeyzi üzerinde karıya kıza/puşta lavuğa patinaj çekerken, lastik yakarken, "Acaba Blogspot şirketini sıkıntıya sokuyor muyuz?" diye düşünen olmuyor. Sokuyorsunuz tabii ki amk. Kodu var kolayı var diye işçiliği yok mu? Hayret bişeysiniz, cinssiniz amk. Allah ananıza avradınıza sabır versin.

Velhasıl-ı kelam, ben Belarus menşeili Blogspot şirketine yük olmayayım derken, "Vidyo paylaşmayı bilmiyor yok, efendim embedden anlamıyor." şeklinde söylentiler çıkmış hakkımda.

Tezelden cevabımı veriyor, bu gibi pezevenkleri terbiyeye davet ediyorum. Kerhane baskını temalı bu güzel klibi MIA - Born Free eşliğinde beğenilerinize sunuyorum. ( beğenmezseniz de beğenmeyin amk. Prodüktörü müyüm, ışıkçısı mıyım, çaycısı mıyım?)


4.17.2011

Bir dünya klübü Fenerbahçe.

Fenerbahçeli kardeşlerimizin haklı gururudur bu. Şampiyonluğa odaklı bir klüp olarak, 3 büyükler içerisinde (arabacı takımı dedikleri Beşiktaş dahil) son 20 yıl içerisinde en az şampiyon olan "DÜNYA DEVİ" Fenerbahçe. Asla "Fenev", "F5" değil, "Fenerbahçe." Şâyet hiç bir gerçek Galatasaraylı'nın Fenerbahçe'nin ismiyle, cismiyle sıkıntısı yoktur. "64l4t4s4r4y" şeklinde, alfasayısallığın amını dizine indiren bu kardeşlerimiz gerçekten haklılar. Ne deseler az.

Söylendiği gibi Fenerbahçe'nin büyüklüğü de, ne kupa büyüklüğü, ne şampiyonluk büyüklüğü, bambaşka birşey, bir kütle, hacimler hezeyanı, uzayın metrekaresinin, dönümünün amına koyan bir mevzu.

Ama Fenerbahçe'nin büyüklüğünü anlamak için, Fenerbahçeli olmak gerekmiyor hiç bi şekilde. Hatta Türk bile olmak lazım gelmez. Bırakın onu Fenerbahçe'yi yedek parça üreten bir şirket bile sansanız kâfi.
Eğer Bachata bu müzikle yapılıyorsa yarın gidip yazılıyorum.

4.16.2011

Messi vs Ronaldo

  • Messi kısadır, kısa olduğuna gaza gelmiştir.
  • Ronaldo uzundur, kılastır, onun yeteneği Allah vergisidir.
  • Messi, bir anda gaza gelir bir hareket yapar.
  • Ronaldo gazdır, her an bir hareket yapar.
  • Messi içine atar sinsi gibi, şişer şişer hava kaçırır.
  • Ronaldo yapar havasını, kaldırır götünü kafası rahat olur.
  • Messi, mütevazi gibidir, konuşmaz etmez. Aslında bu göt ağızlı karı kız açısından daha tehlikelidir.
  • Ronaldo "ben sikiciyim." diye bas bas bağırır, karını kızını yanına sokmazsın olur biter.
  • Messi "odak odak" odaklandığından başarır.
  • Ronaldo, "ezik ibneler" kafasında olduğundan başaramadığı olur.
  • Messi karakteristik özelliklere sahip değildir, sümsük pezevenktir.
  • Ronaldo frikiğe başka dursun, Portekiz karadan kıtadan kopar.
  • Messi, milyor öyro alır, gider çetrulette karı soyar.
  • Ronaldo istediğini siker.
  • Messi şark zengini gibi Q7'ye biner. (kısa ibne işte)
  • Ronaldo, görünenin aksine doymuştur, A8'e biner, yerden takılır.
  • Messi, kabiliyetini mahallede sergilemeyen, yap deyince yapmayan uyuz bir piçtir.
  • Ronaldo, mahalleye çıktı mı illa cambazlık yapar, -as pas kes- yapan ilk elemandır.
  • Messi bir ibnelik yapsa dövsen, kimse ibneliği konduramaz ona.
  • Ronaldo, götlük çıkarsa dövsen, normal kavga çıkar, ayırırlar falan.
  • Messi göt oğlanıdır, gizli ibnedir.
  • Ronaldo bambaşka bir pezevenktir.
  • Messi'nin anasını sikeyim.
  • Ronaldo'nun babasını sikeyim.
  • İbneler sizi.

4.14.2011

Küçük Sırlar IRAK


Şu ömr-ü billahımda bir kere Gosipgörl, Küçük Sırlar izlediysem şerefimi siksinler. Ne o puştların tipini bilirim, ne de o manitaların apış arasını. Şâyet, artık bu siktimini dedikodulu gacıları kaç sezon, kaç episot oynadıysa az buçuk konusunu biliyorum; OROSPULUK.

Evet gerçekten, bu siklimleri soklumları hayatımıza sokan, Cnbc-e başta olmak üzere e2 ve bunun gibi ALTYAZIlı film gösteren kanalları kutluyorum. Müthiş bir düz mantıkla gencecik gönüllere reyting cihazını soktunuz. Ben kanal 7'nin dahi 7. kanalda olduğunu bilemezken, el kadar bebeler, çitlembikler, 112 dedin mi, ambulans demiyor, Taksim otobüsü demiyor, evelallah "eeeğiki" diyor, "cenebeceğe" diyor, "aç aç, 112'yi aç da kültürümüz peklensin" diyor.

-Peki 112' açılınca, Cenebece ekrana gelince ne oluyor?

Havaymet yormadır (ananı nasıl yatırdım?) Gosip Görl (dedikodu kız), Dr. HU ( doktor kim?) Despıreyt hazvayfs ( busty mature orgy) gibi yılanın başı şeyleri evlerimize sokuluyor, bunları karımız kızımız izliyor, iyi kötü "FİKİR" ediniyorlar. Yarın öbür gün, (olmaz olmaz diyorsun ama) lavuğun birini ÇAKPAS'a benzetir de inceden kurulursa bizim oto-menkul değerlerimiz? O zaman ne yapacağız? O zaman hiç bir sik yapamayacağız, ancak bir kaç yürekli arkadaş olarak Cenebece binasını basıp, dizilerin orada çekilmediği gerçeğiyle karşı karşıya kalacağız. Bundan mütevellit, bu şerefsizlik fikirlerini eşimizin dostumuzun havsalasına düşürmeyelim.

-E bravo yani rtük!

Şimdi Rütüğe de iki çift lafım var, asla trip yaptığımı küstüğümü düşünmesin. Şayet ben küsmem, kızarım;

"Rtük denen goygoyculuk locası, bravo sana, Milli eğitim bakanlığıyla irtibata geçin de ilköğretim 3. sınıftan sonra OROSPULUK ŞEREFSİZLİK diye ders kosunlar müfredata. O kadar efor sarfediyorsun ki şerefsizlik öğreteyim diye, o da desteğin olsun."

-Geleyim başlığıma.

Umarım yönetmeniniz rejisörünüz bilmem ışıkçınız prodüktörünüz falan fıstığınız toplanır da, gişe uğruna hasılat uğruna böyle bir film çeker. O zaman taşın toprağın arasına pembe pembe sıçıp, götünüzü nasıl kara taşlara çaldığınızı, ısırganların arasına sürttürdüğünüzü görürüz. İşte o zaman "Ben Küçük Sırlar izlerim." diye cümle kuracağım.



4.03.2011

Bir tanım yeter, insan olmak üzere.

Mahalle basıncı, geleneğin göreneğin gerektirdiklerini mahalle içerisinde adam akıllı yaşamaktır. Giyinişle, soyunuşla, bakkala, berbere ve kasaba ters gelmemektir. Bu doğrultuda yaşanan bir mahalle hayatı işlerinizi kolaylaştıracak, gerektiğinde sözünüzün senet yerine geçmesini sağlayacaktır.

Sikim gibi takılmayın pls ^^

3.10.2011

Hesabını Kim Verecekti?


Dün Yünicef'ten telefon açtılar, "şu dans eden çocuk ruhlu lavuğa döşenir misiniz?"
şeklinde. Tabii ki kırmadım, neticede beni tanıyan arkadaşlar ne tarz sosyal sorumluluklarda olduğumu bilir.
Gelem sana dayı;
Babalık, kaç yaşına gelmişsin, torunun tosbağan olmuş, belki kendine ait bir işletmen dahi var. Şâyet şu yaptığın hareketlere bak. 50 yaşından sonra, motorun marşı basmazken, torunlarının üzerinden prim yaparak 5 milyon reyt almışsın. Aferin amına koyayım. Esnaflığınla, iş adamlığınla, babalığınla, dedeliğinle, nasıl bir kasa limondan dünya çapında şirket sahibi olmanla değil de, kepazeliğinle, şaklabanlığınla gösterilen ol. Torunlarını denek olarak, figüran olarak kullan, tutayım çocuklara Bakugan, Ben10 oynatayım deme, Mikimavsın, Avarel Dalton'un tillahı ol. Zaten 5 yaşında çocuğu sikim gibi dansınla öyle bir bezdirmişsin ki, gülmüyor bile amk. 5 yaşında çocuğu kilokaloriler yakarak bile güldüremiyorsun amk. Sikigit.


Şimdi bu kadar onurunu kırdıktan sonra, Yünicef'in bana verdiği yetkiye darayanarak değil, direk yetkiyi sana dayayarak, seni bir de görsel yollardan kınadım. Amkdumun arsız dayısı seni. Ayrıca Plazmayı alıp tüplüyü atmayacak kadar geleneklerine bağlı oluşunu sikeyim.


Bir daha sübülüsübyandan rant sağlamaya kalkarsan elini kırar, götüne sokarım.

3.03.2011

Domuz Evladı

Öncelikle ŞUNU bir izleyin hele de, sonra okuyun.

Yedi sülalenizin ücretini verir, cüretinizi sikerim. Amına koydumun yetersizleri, çalıntı konseptli ibneleri ha. Uyarayım sizi; bu tribün işlerinde yüzünüz de belli gözünüz de belli, anonim gibi random gibi sikim saçak takılın bakalım. Takılın da, ananızı tez elden siktirin.

Bak hele bak, şu TONBAĞA bak.

"Galatasaray taraftarı soğuğu sevmez, çekirdek çitler." diyor yağ tulumu. Madem sen Galatasaray taraftarına böyle bir şekilde dil uzatıyorsun ben de seni kırayım biraz o zaman.
Öncelikle senin suratına bakıp da saunadan çıkmış kulağı basınç yapmış bir ambiti görmemek imkansıza yakın bir şey. Poşedi ılıştırılmadan akvaryuma atılmış japon balığı gibisin adeta. Bilememişsin. ANONİM takılır gibi çeneni savururken, aslında istemeden ananın amında binlerce kişinin salıncak kurmasına sebebiyet veriyorsun. Yanlış yapıyorsun. Çünkü o an Lig Tv mikrofonlarında, izleyen ve sonradan izleyecek olan binlerce Galatasaray'lıya dil uzatıyorsun. Yağlı göbeğin dolayısı ile belki doğduğundan beri görmediğin sikine bile takmadığın iki rengi ŞAKA olsun diye, EĞLEŞİ olsun diye en önemlisi de medyatik olmak için aylardır kullanıyor, bir de dombak götünde patlasın diye, götün gibi şekilsiz ve engebeli demeçler veriyorsun. Vay senin tillahını sikeyim.

Maç günü sen götünü siktirmemek üzere sabahın 10'unda erkenden Olimpiyat stadına gittiğinde keşke olaydım orada. Ah ulan ah. Alayınızın dibine 55 kez taşak banardım.

Hea sadede geleyim; seneye bu EĞLEŞİ'nden sıkılmaz da İBB-Galatasaray'maçına gelmek gibi bir hata yaparsan, andım olsun silsileni yalnızca ben sikeceğim.

Amına koyduğumun başarısızı seni.

3.01.2011

Hayvanat-Mahlukat


Yıllar yılı insanlık yerindi durdu,
Yoksa aslında övündü mü, ne oldu?
"En zararlı hayvan insan." diye bir motto,
Götünüzü sikerler, sponsor olmaz Lotto.

Velhâsılkelam gel gelelim olaya,
Gelelim attan arabaya, fareden kobaya,
Bunların hepsi iyi niyetli hayvanlar,
Şayet Allah vermeye, düşmeyesin ovaya.

Orman var, dağ var bin bir türlü mahlukat,
Bir insan olarak orada, edemezsin zuhurat,
Ormanın yerlisi bırakmaz taallukat,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Var sivri dişli yırtıcı kedi derler ona vaşak,
Ormanın kralı olmasa da var yine 5 kilo taşak.
Tüfeğin olsa dahi yalansın, avlanması yasak,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Orman dedin mi, olmaz mı çakal?
Yalnız yakalandın mı dinlemez cübbe sakal,
Şimdi söylüyorum ama gelmesin masal,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Dağ ortamları yazları kurak, kışları kürek.
Boz ayı diye bir yaratık var, söker yürek,
Mahallede atıyor tutyordun, ayıya gelince ürkek,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Baykuş der geçersin, lakin bilmezsin etcil,
Beyninin ardını deler fıtratını siktiğim bencil.
Guguğunu duydun mu, aç oku Kur'an, incil,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Yarasa dedenen puşt,gündüz hareketsiz cansız,
Geceleyin dinlemez memeli memesiz, amlı amsız,
Taktı mı boruyu çeker tillahını, kalırsın kansız.
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

Yörsel hayvanlardan var yaban donguzu,
Terso yapma ha, siker konunuzu komşunuzu,
Fır döndürür fıtlatır taktımıydı boynuzu,
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.

İnsanoğlu olarak, belgesel ağzı etmeyin,
Posta gastesinin arka sayfasıyla, ilavelerin,
Getirisi olan genel kültürle patinaj çekmeyin.
Ağaçtan ağaca giderler, sikerler bırakırlar seni ormanda.


2.11.2011

Siklik

Evet, kankalar yine bir şiğirsiz dokundurmaya hoşgeldiniz. Yalnız şunu farkettim; her ne kadar beceremesem de, bu yazıları giriş-gelişme-sonuç olarak yazmaya dikkat etmişim. Ve şu andan itibaren dikkat etmeyeceğim. Çünkü bana bu giriş-gelişme-sonuç sikini öğreten öğretmenime hiç bir türlü sevgi beslemiyorum. Onun bu öğretisini reddediyor, hayatıma bu özelliğimi feshederek devam ediyorum. Ne gerek var ki hem giriş-gelişme-sonuca? Ortalık germekten başka birşey değil amk. "Vedat'a araba çarptı." diyeceğime, neden "hepimiz portakalda vitamindik." diye başlayayım? Amına koyayım kim sikinin sarkacına göre eklediyse TÜRKÇE KURALLARI'na bu siki. Net olmayan dolanbaçlı ibne.

Hea, kantarın da topuzun da amına koyduğumuza göre, ben meseleme geri döneyim. Siklik diye başlık atmışım oraya. Hemen sizi germeden siklik kelimesini aklıma getiren oluşumu diyeyim; feysbuk. Hay avradına iteleyem, nasıl da maymunu olduk şu feysbuk denen şeyin zamanında. Kah güldürüp düşürmek, kah ağır takılıp düşürmek, kah düşündürerek düşürmek adına 19 Mayıs genci gibi taklalar attık. Profil fotoğrafı çeken kankamızla kavga ettik, ışığı suratımıza yakın tuttuk, yok tepeden tuttuk kaslı gibi çıktık. Ağızda sigarayla poz verdik, atarlı gibi baktık.
DA NE OLDU?

Harbiden de bu feysbuk denen sikliğe, free look (cs'den biliyorum) olarak bakınca, çok komik. Anasını sikeyim, ben Bred Pit miyim, Ceysın Stetım mıyım? Epinefrin mi basıyorlar benim damarıma, kobra takibi miyim ben? Nedir yani, şu fotoğrafın kontrastıyla oynayınca bana kendimi iyi hissettiren şey? Vay arkadaş, nasıl kendime kızdım anlatamam amk. Biz yine efendilik akıllılık çerçevesinde durduk az biraz.

Ya bir de altına anlamlı gibi sikimler sokumlar yazan yok mu?

"Aynaya bak, kamaşullahı seç."

Oldu amına koyayım sen de Trainspotting'sin. He efendime diyeyim, öbürü yapmış film afişi gibi bişeyler. Sen de Amelye'sin, Kankan da Otomatik portakal, manuel greyfurt.

OLDU YA OH AMK BİR TANE AHMET MEHMET YOK SİKTİMİNİ YERİNDE.

Ha şimdi götünün bağından anlayan da olacak, "sen niye açtın o zaman facebook?" denecek. Amk facebook'un bir suçu olsa, profil fotoğrafı eklerken direk web-cam'den çekip koyma özelliği olmaz amk. (bilmiyorum halen var mı) Amcık ağız, illa zorlayacaksın Maltepe Sahilin otantikliğini. Al işte bir tek abuk sabuk bir kubbesi var, şahtan mı şahbazdan mı kalma ne sikse. Değişik gibi, kassız spartaküs gibi gez altında. Kur makineyi 10 saniyeye hemen pozlan. Pü Allah trilyon kere belanızı versin. Tiskindim.

Hea bir de emo beğenmezsiniz amk;

Ulan amına mum duruşu yaptıklarım, O zaman internete 146'dan girip ancak yonja.com açabiliyordunuz da, şimdi 8 Mbit oldu da daha hızlı bilgiye ulaştınız diye kalktı mı yumuşakcanız?

Vallah billah Kazasker Shell'de 60 barlan hava basar, Massey Ferguson Tekerine çeviririm götünüzü.


EFENDİ OLUN AQQQ.






2.01.2011

Gheorghe Aga

Eğer ki, birebir muhabbetimiz olsaydı seninle,
Hagi abi mi diyecektim, Gheorghe abi mi bilemezdim.
Hiç hayalim öyle paslaşalım, şut çekişelim değil yeminle,
Oturup dükkanın önünde, karı kız keselim isterdim.

Çünkü o zaman verirdim Hagi abime, bir çay demli,
Zorunlu arkadaşlık olmazdı o zaman, esnaf samimiyeti.
Çat diye söyler lafı, beraber belirlerdik niyeti, diyeti,
Vatan millet konuşurduk, derdik "Askerlik önemli."

Şimdi bu samimiyetten sonra sağlığından olacağına,
Koy götüne ibnelerin, harcatma kendini maymun iştahlılara.
Onlar lâyık, Dominic Iorfa'lara,
Sergen gibi götü kocamanlara...

1.24.2011

Tabir öncesi: Rüya vol.1

Ulan öyle bir rüya gördüm ki, anasını sikeyim. Henüz gidemediğim TT Arena'ya kızla gidiyorum. Loca diye bir yer veriyorlar bize, uçak penceresi gibi bir yerden ya görüyorsun, ya görmüyorsun. Neyse alıyorum kızı da tribünlerin altında dolaşmaya başlıyoruz. Siz stada gidenler ne diyor, doğu tribünü mü? Hah işte oraya geçiyoruz, geçerken arama tarama var. Tabii ki "Kızı elleyemezsiniz." diyorum. Ellemiyorlar da sağolsunlar fakat kucaklayıp götürüyorlar amk. Tam fazla uzaklaşmadan güvenlik ibnesini yakalayıp yumruğu basıyorum. Kızı tekrar kontrolüm altına aldıktan sonra doğu tribününün altında ilerlemeye devam ediyoruz. Yalnız stad o kadar karışık ki, maç başlamış da bitiyor neredeyse. Ne mimarını bırakıyorum, ne iskanını verenini. Maç da Ankaragücü maçı falan. Doğu tribününün altında ilerlerken bir anda tribünün tam orta yerinde 112ye denk gelen yerde) kafese giren Fenerlileri görüyorum. İçlerinde de liseden bir arkadaşım var. "Ne işiniz var amk?" diyorum, bana "Biz sizin gibi renkten renge girmeyiz." diyor. Tam o esnada uyandırıldım, Kemal Sunal gibi gülüyormuşum uykumda anasını satayım.

1.15.2011

BADEM BIYIKLIM

Kiracı yükümlülüklerini yerine getirememişiz,
Pardon biz aslında yerimizi bilememişiz,
Sizin bu kadar götünüzü kaldırırken,
Ananızı sikmeyi ihmal etmişiz.

Aslantepe, kaplantepe diye beklendi,
Yeri geldi Zulümpiyatlar çekildi,
Çıkmışsın kürsüye "şimdiki yönetim" diyorsun,
Amcık ağzının üzerinde, badem bıyık terletiyorsun.

Kırkbin DAVETLİ'ye koyduğun postanın,
Eğer yapacaksanız lafını stadın, arenanın,
Döner gideriz Ali Sami Yen'e,
Elliikibin kişiye, amını sergilersin anann.